Sözleşmelerin Hazırlanması ve Uyuşmazlıkların Önlenmesi
Modern hukuk düzeninde sözleşmeler, bireylerin ve kurumların ekonomik ve sosyal hayatlarını güvence altına alan en temel araçlardan biridir. Ancak uygulamada, özenle hazırlanmadığı için tarafların iradesini tam yansıtmayan ya da ileride doğabilecek ihtimalleri göz ardı eden sözleşmeler, taraflar arasında ciddi uyuşmazlıklara yol açabilmektedir. Bu yazıda, sözleşmelerin hukuki yapısı, hazırlanırken dikkat edilmesi gereken temel noktalar ve uyuşmazlıkların önlenmesi bakımından avukat desteğinin önemi detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
1. Sözleşme Hukukunun Temel İlkeleri
Sözleşme serbestisi, Türk Borçlar Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenen ve tarafların, kanunun emredici hükümleri ile kamu düzenine ve genel ahlaka aykırı olmamak kaydıyla diledikleri içeriğe sahip sözleşmeler yapabilmesini ifade eden temel ilkedir. Ancak bu serbestlik, sınırsız bir özgürlük anlamına gelmemektedir. Özellikle tüketici işlemleri, iş sözleşmeleri veya franchise ilişkileri gibi dengesiz taraflar arasında kurulan sözleşmelerde, zayıf tarafı koruma amacı güden hükümlerle bu serbesti sınırlanmıştır.
Ayrıca, sözleşmenin kurulabilmesi için tarafların iradelerinin hukuken geçerli şekilde uyuşması gerekir. Bu nedenle irade beyanlarında açık, kesin ve anlaşılır bir dil kullanılması büyük önem taşır. Aksi takdirde yorum farklılıklarından doğabilecek uyuşmazlıkların önü açılır.
2. Sözleşme Hazırlarken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
a) Tarafların Açık Kimlikleri
Sözleşmenin geçerli ve icra edilebilir olması için tarafların tam ve doğru şekilde tanımlanması gerekir. Gerçek kişilerde ad, soyad, T.C. kimlik numarası; tüzel kişilerde ise unvan, vergi numarası ve MERSİS bilgileri eksiksiz olarak yer almalıdır.
b) Amaç ve Konunun Açıkça Belirtilmesi
Sözleşmenin konusu ve amacı, sözleşmenin ruhunu oluşturur. Uyuşmazlık halinde mahkemeler, sözleşmenin lafzı kadar tarafların iradelerini de değerlendirir. Bu nedenle konu açık, tereddüde yer bırakmayacak şekilde tanımlanmalı, varsa teknik tanımlar sözlük halinde eklenmelidir.
c) Yükümlülüklerin Belirlenmesi ve Süreler
Her bir tarafın hak ve yükümlülükleri ayrıntılı biçimde yazılmalı, teslim, ifa, garanti, ödeme gibi süreçler takvime bağlanmalıdır. Sürelere dair belirsizlikler, sözleşmenin hükümsüzlüğüne ya da aleyhe yorumlanmasına neden olabilir.
d) Mücbir Sebep ve Sözleşmenin Feshi
Taraflardan birinin kontrolü dışında gelişen olağanüstü durumlar için "mücbir sebep" hükümleri büyük önem taşır. Ayrıca, sözleşmenin hangi şartlarda feshedilebileceği, ihlalin hangi ölçüde fesih sebebi oluşturacağı da açıkça belirtilmelidir.
e) Uyuşmazlık Çözüm Yolları
Sözleşmeye alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının eklenmesi (arabuluculuk, tahkim, ihtiyari bilirkişilik vs.), uzun ve masraflı dava süreçlerinin önüne geçebilir. Tahkim şartı, özellikle ticari ilişkilerde tercih edilen pratik bir çözümdür. Ancak usulüne uygun düzenlenmeyen tahkim klozları, geçersiz sayılabilir.
3. Hazır Sözleşme Şablonlarının Sakıncaları
İnternetten edinilen ya da genel olarak dolaşımda bulunan sözleşme örneklerinin, tarafların özel durumlarına uymama ihtimali çok yüksektir. Bu tip şablonlar genellikle:
- Tarafların faaliyet alanını dikkate almaz,
- Risk yönetimi içermez,
- Güncel mevzuata uygun değildir,
- Belirsiz ya da çelişkili ifadeler içerir.
Böyle durumlarda, sözleşme geçersiz hale gelebileceği gibi, taraflardan biri için telafisi mümkün olmayan zararlara da yol açabilir. Uyuşmazlık halinde mahkemeler bu eksiklikleri gideremez; çünkü sözleşmelerde boşluk tamamlamaktan ziyade yorum yoluyla hareket edilir.
4. Avukat Desteğinin Önemi
Bir avukatın sözleşme hazırlığı sürecine dâhil olması, yalnızca metnin daha düzgün ve teknik bir dille kaleme alınmasını sağlamaz. Aynı zamanda:
- Taraflar arası güç dengesini gözetir,
- İleride doğabilecek riskleri önceden öngörür,
- Mevzuat değişikliklerine uyum sağlar,
- Uyuşmazlık çıkması hâlinde hangi delillere başvurulacağını düzenler.
Özellikle ticari sözleşmelerde, marka hakları, gizlilik yükümlülükleri, rekabet yasağı ve cezai şart gibi kritik hususların hatasız ve amaca uygun biçimde düzenlenmesi, profesyonel hukuki yardım gerektirir.
5. Sözleşmeden Kaynaklı Uyuşmazlıkların Önlenmesi
Sözleşmelerin dava konusu haline gelmesinin başlıca sebepleri; belirsiz hükümler, eksik kayıtlar, tek taraflı hükümler ve yanlış yorumlamalardır. Bu durumların önlenmesi için:
- Müzakere süreci kayıt altına alınmalı,
- Sözleşme sonrası yükümlülükler düzenli olarak takip edilmeli,
- Değişiklik talepleri yazılı ve karşılıklı mutabakatla yapılmalı,
- Taraflara sözleşme öncesi yeterli bilgilendirme yapılmalıdır.
Sonuç
Hukuki güvenliğin en önemli dayanaklarından biri olan sözleşmeler, ancak titizlikle hazırlanmış ve ihtiyaçlara özgü olarak düzenlenmişse taraflara fayda sağlar. Uygulamada karşılaşılan uyuşmazlıkların önemli bir kısmı, sözleşme hazırlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle her sözleşmenin, uzman bir hukukçunun katkısı ile yapılandırılması, sadece hak kayıplarının önlenmesini değil; aynı zamanda tarafların işbirliğine dayalı ilişkilerinin sürdürülebilirliğini de garanti altına alır.